İş Sağlığı
İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmaları Roma imparatorluğunda Paracelsus, Platon, Aristo gibi bilginlerle başlamasına rağmen İtalyan uzman Ramazanni iş sağlığının babası olarak kayıtlara geçmiştir.
İş ile hastalık arasında bağlantı kurulmaya çalışılmış ve çalışanlarda oluşan semptomlar gözlenmiştir. Bu dönemlerde kısıtlı tedbirler alınarak çalışanların hastalanma riskleri azaltılmaya çalışılmıştır.
Ramazanni ilk defa hastalığın iş ile ilgili olabileceği konusu üzerinde durmuş olup De Morbis Artificum kitabını yazmıştır. Bu sebepten dolayı iş sağlığının babası olarak kabul edilmektedir.
ILO ( Uluslar Arası Çalışma Örgütü ) 1919 yılında Cenevre de kurulmuş olup Türkiyenin üyeliği 1932 yılında yapılmıştır. Türkiye ILO nun yayınlamış olduğu sözleşmelerin bir kısmını kabul edip resmi olarak uygulamasının yanında bazılarını kabul etmemiştir.
İş Sağlığı çalışmaları ile beraber Reaktif çalışmaların yerini Proaktif çalışmalar yer almıştır. Proaktif çalışmalar mevcut risklerin önceden tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması ve risklerin azaltılmaya çalışılmasıdır. Reaktif çalışmalarda ise iş kazası ya da meslek hastalığı meydana geldikten sonra düzeltici çalışmalar yapılmaktadır. Riskin gerçekleşmesinden önce gerekli çalışmaların yapılarak tehlikenin ortadan kaldırılması hem daha ekonomik hem daha insanidir. Gelişmiş ülkeler İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda reaktif yani düzeltici çalışmaları bırakarak proaktif çalışmalara yani önlemeye yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda örnek vermek gerekirse Tozdan etkilenen bir Astım hastası çalışanın tozlu işyerinde çalışması ve rahatsız olması sonucunda iş gücü kaybı, çalışanda verim kaybı ve ölüme kadar giden ve telafisi mümkün olmayan kayıplarla karşılaşabiliriz. Meslek hastalığının yaşanması ve daha sonra çalışan için gerekli tedbirlerin, düzeltici önlemlerin alınması reaktif yani olaydan sonra gerçekleşen bir çalışmadır. Olması gereken ise çalışanın işe başlamadan önce işyeri hekiminin gerek gördüğü tahlillerin yapılmasının sağlanması ve bu tahlillere göre mevcut çalışma ortamının çalışan için risk oluşturup oluşturmayacağına işyeri hekimi yoluyla karar verilmesidir. Bu sayede Proaktif bir çalışma sergilenerek düşük maliyetle verimli bir çalışma ortamı oluşturulmuş olur.
Günümüzde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile tüm çalışanlar işe başlamadan önce işyeri hekiminin öngördüğü sağlık testlerini temin etmekte ve işyeri hekiminin kontrolü ile işe başlamaktadır. Yapılacak olan tahliller ve testler sektöre ve çalışma koşullarına göre değişmekle birlikte işyeri hekimi tarafından farklı testler istenebilmektedir.